Altın milattan önce 4000 yılından beri kullanılan bir maden olarak hayatımızdaki yerini çeşitli alanlarda sürdürmeye devam ediyor. Başlarda dekoratif eşya üretiminde kullanılan altın, sonralarda mücevher olarak kullanılmaya başlandı. Bir süre sonra ticaretler altınla yapılmaya başlandı. Yaklaşık 2500 yıl öncelerde ise altından paralar üretiliyordu.
Altını bu kadar değerli bir maden haline getiren ise ışıltısı ve rengi değildi. Sınırlı sayıda rezervinin olmasıydı. Bilinen rezervlerin 5’te dördü çıkartıldı, geriye sadece 5’te biri kaldı. Dünya Altın Konseyi verilerine dayanan analize göre, madenlerden tarih boyunca toplam 201 bin 296 ton altın çıkartılırken, rezervlerde kalan altının ise 53 bin ton. Altının yüzde 80’lik bir kısmı tüketildi.
Peki Bugüne Kadar Çıkartılan Tonlarca Altına Ne Oldu?
Çıkartılan altınların neredeyse yarısı mücevher şeklinde tutuluyor. Küresel mücevher talebinin yüzde 50’sinden fazlasına sahip Hindistan ve Çin altın takı üretimindeki en büyük pazarlara sahip ülkeler arasında.
Altın özellikle yatırım aracı olarak da çok fazla kullanılıyor. Altın destekli yatırım fonlarında 44 bin tondan fazla altın tutuluyor.
Yatırımcılar dışında bir de merkez bankalarının ellerindeki altınlar bulunuyor. Merkez bankalarının altın tutmasının sebebi ise varlıklarını çeşitlendirmek ve kurdaki değişimlere karşı korunmak. Tabii bunu yaparken de yeryüzündeki altının neredeyse 5’te birine sahipler ve ellerindeki altın 35 bin tonu aşıyor.
Kullanılan elektronik aletler, diş hekimliği ve uzay çalışmaları gibi alanlarda da yüksek bir kullanım alanı olan altının yaklaşık 30 tonu da bu alanlarda bulunmakta.
18 Yıl Yetecek...
Altın rezervlerinin büyüklüğü 2020 itibariyle 53 bin ton olarak açıklandı. Rezervlerin liderleri ise Avustralya, Rusya, ABD, Çin ve Peru. Bu ülkelerin dünyanın en büyük altın üreticileri olduğu biliniyor. Hesaplamalar yeni yatırımlar yapılmaz ve yeni altın rezervleri bulunmazsa kalan altının tükenmesinin sadece 18 yıl süreceğini gösteriyor. Yapılan yatırımlar öncesi ise bu süre 16 yıl olarak hesaplanıyordu. Altın üreticileri bu konuda büyük bir role sahip. Altın yatırımı yapılırsa ve keşifler ile yeni rezervler bulunursa altın miktarı arttırabilir.
Rezervlerin tükenmeye başlamasıyla geri dönüşüm faaliyetleri hızlanacak ve altın arzı giderek azalacak. Avustralya Hükümeti Sanayi, Bilim ve Kaynaklar Deparmanı’nın (DISER) verileri de giderek küresel olarak altın arzının azalacağını öngörüyor. Belli ki altının ömrünü uzatmak için çabalamamız gerekecek.
